Almanlar Yenilince Biz de YENİLMEDİK!

  
İttifak Kuvvetleri liderleri (Alman İmparatorluğu Kayzeri II. Wilhelm, Avusturya-Macaristan İmparatoru II. Joseph, Osmanlı Sultanı V. Mehmed, Bulgaristan Çarı I. Ferdinand)

   Türk eğitim sisteminde, ne kadar eğitim değil de öğretim olsa, ve toplum tarih bilince o kadar çok kalıplaşmış yanlış bilgiler var ki insan duydukça sinir krizi geçirmiyor değil. ''Serdar-ı Hakan Sultan Abdülhamid-i Sani Hazretleri bir karış dahi vatan toprağı vermemiştir.'' ya da Ulubatlı Hasan mevzusu ya da ''Lozan Antlaşması 2023'te sona erecek.'' ya da ''Theodor Herlz'in II. Abdülhamid'den toprak istemesi'' vs. gibi onlarca yanlış bilgi sayılabilir. Bu yazıda diğer bir sinir bozucu kalıplaşmış yanlış bilgiyi ele alacağım: ''I. Dünya Savaşı'nda Almanlar yenilince biz de yenilmiş sayıldık.'' Bu saçma cümle Türk eğitim sisteminde öğretildi bir zamanlar, hala devam ediyor mu bilmiyorum. 

     Birinci Cihan Harbi Avusturya-Macaristan veliahtı Franz Ferdinand'ın bir Sırp milliyetçisi tarafından suikaste uğramasıyla Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun Sırbistan'a savaş açmasıyla 28 Temmuz 1914 tarihinde başladı. Sırbistan'ın hamisi Rusya İmparatorluğu Avusturya-Macaristan'a, Avusturya-Macaristan'ın kankası Alman İmparatorluğu da Rusya'ya savaş ilan etti. Zaten savaştan yıllar önce bloklar oluşturulmuştu. İngiltere, Fransa, Rusya, İtalya itilaf devletleri, Alman İmparatorluğu ve Avusturya-Macaristan ittifak bloğuydu. Savaşın başlamasıyla Osmanlı'da kendine bir taraf aramakta, savaştan payını almak istemekteydi. İlk önce itilaf bloğuna yanaştı fakat istediğini bulamadı. Zira İngiltere, Fransa ve Rusya Osmanlı'yı parçalayıp, yok etmek istemekteydi. Osmanlı'nın Almanya ile arası Kayzer II. Wilhelm'in tahta çıktığından beri arası iyiydi. Çeşitli ticaret anlaşmaları imzalanmış, silah ticareti yapıyorlardı. Kayzer Osmanlı'yı 1889 ve 1898'de olmak üzere iki kez ziyaret etmişti. Osmanlı üst düzey yönetimi, İttihat ve Terakki, savaşa girmek istiyordu. Ama itilaf devletleri kendi yanlarında istemiyordu Osmanlı'yı. 10 Ağustos 1914'te İngiliz donanmasından kaçan iki Alman zırhlısı Goeben ve Breslau Osmanlı'ya sığındı. İngiltere bir ültimatom vererek gemilerin kendilerine teslim edilmesini istedi.Bu gemiler için 500.000 altın lira ödendiği ve isimlerinin Yavuz ve Midilli olarak değiştirilerek Osmanlı Donanması'na dahil edildiği bildirilmiştir. 16 Ağustos'ta gemilere Osmanlı Bayrağı çekilmiş, Alman personel ise fes giymişti. Bunun üzerine Osmanlı Devleti'nin siparişi üzerine Britanyalı tersanelerinde inşa edilmiş olan Sultan Osman I ve Reşadiye isimli gemilerin teslim edilmeyeceği 3 Ağustos 1914 tarihinde Winston Churchill tarafından açıklanmıştı. Almanya kısa bir sürede zafer beklediğinden Osmanlı'nın tarafsız kalmasından hoşnuttu. Fakat böyle bir zaferin gelmemesi, Rusya'nın Avusturya-Macaristan'ı ağır bir zayiata uğratması üzerine Almanya Osmanlı gibi bir müttefiki yanında görmek istedi. Çünkü Osmanlı'nın potansiyel asker sayısı, halifelik makamı, petrol vb. faktörler Almanya'yı cezbetmişti. Satın alınan iki Alman gemisi sürekli Karadeniz'e açılıp tatbikat yapmak istiyorlardı ama bu istekler Osmanlı hükümeti tarafından sürekli reddedildi. Fakat bu iki zırhlı bir yolunu bulup 27 Ekim 1914 günü Karadeniz'e açıldı ve iki gün sonra Rus kıyıları olan Odesa, Sivastopol, Kefe ve Novorossisk limanlarını bombaladı. Bu gelişmeler bir dönüm noktası oldu ve sırasıyla Rusya ve İngiltere Osmanlı'ya savaş ilan etti. Bu olaydan sonra Enver Paşa Rusya'ya savaş açıldığını ilan etmişti. Savaş dört yıl boyunca devam etti. Mart 1918'de Rusya'nın savaştan çekilmesiyle Baltık Devletleri, Polonya Ukrayna ve Kırım gibi bölgeler Almanlar tarafından işgal edildi. Batı da ise Belçika ve Paris'in kuzeyi Almanlardaydı. Osmanlı ise Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan'ı ele geçirmişti. 1918'de İngiltere, Fransa ve İtalya hariç Avrupa'nın neredeyse tamamı İttifak kuvvetlerinin elindeydi. Haritaya baksaydınız savaşı İttifak Devletleri kazanıyor gibi gözükürdü. Fakat durum öyle değildi. Bu dört yıl boyunca bütün devletler ekonomik açıdan çok büyük yıkıma uğramışlardı. İngiltere ve Fransa daha şanslıydı çünkü onlar sömürgelere sahiptiler. Almanya da Afrika'da sömürgelere sahipti fakat onlar savaşın başında İtilaf kuvvetleri tarafından hemen işgal edilmişlerdi. Savaştan ilk çekilen 29 Eylül 1918'de Bulgaristan oldu. Osmanlı da ise durum daha vahimdi. İngiliz ve Fransız orduları kuzeyde Şam'ı ve Bağdat'ı ele geçirmişti. Ekim Devrimi Almanya'yı da etkileşmişti. Özellikle orduda isyanlar baş göstermişti. Kıtlık, ambargo, isyanlar, ekonomik sıkıntılar derken bu saaten sonra İttifak Devletleri için yapılacak bir şey kalmamıştı. Osmanlı ise 30 Ekim 1918'de Mondros Mütarekesi'ni imzalayarak savaştan çekildi. 3 Kasım'da Avusturya-Macaristan ve nihayetinde 11 Kasım günü Almanya teslim olarak I. Dünya Savaşı sona ermiş oldu. Görüldüğü gibi ilk önce yenilen Osmanlı Devleti'ydi. Eğer Almanlar yenilseydi biz kazansaydık yine biz de yenilmiş sayılmayacaktık. 
     Kısacası bu tür yanlış bilgiler ne yazık ki bizim tarih bilincimize büyük bir hasar vermektedir. Peki çözüm nedir? Çözüm; okullardaki tarih dersi müfredatını geliştirmek ve gözden geçirmek. Televizyondaki tarihi(!) dizileri kontrol altında tutmak. Maalesef, toplum olarak araştırarak, kitap okuyarak öğrenmeyi seven bir millet değiliz. Kolaya kaçıyoruz.  Kulaktan dolma bilgilerle veya televizyondan öğrenmeyi çok seviyoruz. İşte en büyük sorun burada. İlk önce bu sorunu çözmeliyiz. Eğer bu sorun çözülürse, o zaman kültürel gelişme açısından uzun ve önemli mesafeler katedebiliriz.

GÖRSELLER:


Osmanlı savaşa girdiğinde durum (29 Ekim 1914)

Ağustos 1918'de genel durum

Osmanlı savaştan çekildiğinde durum (30 Ekim 1918)



Savaşın sonundaki durum (11 Kasım 1918)

Yorumlar

Popüler Yayınlar